8 Ekim 2015 Perşembe

Bilinmeyen Yönleri İle Einstein

Einstein Hakkında Bilinmeyen Gerçekler

Herkes Albert Einstein’ı keman çalan, fizik devrimini gerçekleştiren çılgın saçlı adam olarak tanıyor. Peki, onun neşeyle çorap giymekten kaçınan, Alman askerlik hizmetini atlatan ve sosyal kuralları reddetmiş biri olduğunu biliyor muydunuz? Ya da hevesli ancak üçüncü derece bir denizci olduğunu biliyor muydunuz? 1919’daki Güneş tutulması gözlemleri onu gazetelerde baş sayfa haberi yaptığından beri bu adam hep ilgi odağı oldu. Neden olmasın ki? 

Einstein’ın etkisi fizik dışında birçok alanda da devrime yol açmıştır. Klasik Newton Kozmos görüşünden ayrı olan izafiyet teorisi aydınlanma esintili sanat, edebiyat, ahlâk ve politika gibi alanlarda daha büyük bir sosyal değişime yol açmıştır. Ölümünden 30 yıl sonra yayınlanan özel belgelerin gün ışığına çıkmasından sonra Einstein hakkında yeterince şey biliyor muyuz? Bu muhteşem adamı incelerken bu soruya bazılarımız evet bazılarımız hayır diyecek.
albert-einstein
Alber Einstein

3 yaşında Einstein

Einstein çocukluğunun geç yıllarına kadar konuşmamış konuşmaya başladıktan sonra da 7 yaşına dek suskun bir çocuk olmuştur. Bu gerçek, fiziğe kendini adaması, karısına rutinleri için yaptığı baskılar, müzik yeteneği ve diğer gerçekler bazılarını Einstein’ın Asperger sendromu olduğunu düşünmeye itmiştir, çocuklarda davranışsal ve konuşma gelişimini etkileyen bir otizm cinsi. Isaac Newton ve Marie Curie gibi diğer fizikçiler Wassily Kandinsky ve Jmw gibi sanatçıların da bu hastalıktan muzdarip olduğu öne sürülmüştür. Bu görüş açısından yola çıkan Stanford ekonomist ve yazarı Thomas Sowell geç konuşmaya başlayan otistik olmayan insanları tanımlamak için Einstein Sendromu terimini kullanmıştır. Düşüncelerinin çocuk gelişim uzmanları tarafından nasıl görüldüğü ya da genel olarak bilinen yetenekli çocukların bazı alanlarda daha geç bazı alanlarda daha hızlı gelişmesi olan asenkron fenomeninden nasıl farklı olduğu açık değil. Sonuçta Einstein gibi bir düşünürün zengin bir iç hayatı olduğu için konuşmaya ihtiyacı olmamış olabilir. Kendinin de söylediği bir sözden bunu çıkarabiliriz “şu ana kadar her şey sırasındaydı.”

Aslında Okulda Kötü Değildi

Ünlü insanlar hakkında ironik gerçekler paylaşmaya bayılıyoruz. Buradan da anlayabileceğimiz gibi Einstein’ın okulda matematiğinin kötü olduğu ya da üniversite sınavını geçemediği gibi söylemlerin gücünü anlayabiliriz. Kendisi bir de Yunan Konjugasyonunu ve Latin Çekimini gayet iyi bilirdi. Yani sonuç olarak matematikten kaldığı fikri nasıl bu kadar yayıldı? Muhtemelen Einstein’ın okulda geçirdiği yıllardan birinde okul yetkililerinin not sistemini tersine çevirmiş olmasından kaynaklanmış olabilir A’lar F’lere dönüşmüş. Einstein girdiği ilk sınavlardan başarısız olmuştur. Genç adam İsviçre Federal Teknoloji Enstitüsü’ne başvurduğunda 15 yaşındaydı ve okulu bıraktığı için lise diploması yoktu. Dahası içinde büyüdüğü eğitim sistemi ona sınavları geçmesi için ihtiyacı olan Fransızca, kimya ve biyolojiyi öğretmemişti. Matematik ve Fizik sınavlarında çok yüksek puan aldığı için diğer eksiklerini kapatması şartıyla üniversite kendisini kabul etmiştir.

Öyle bir yıl geçirmiş ki

1905’te Einstein İsveç patent ofisinde üçüncü sınıf sınav gözlemcisi olarak çalışırken ve doktora tezini yazarken uzay, zaman, kütle ve enerji görüşlerini sarsan modern fiziğe zemin hazırlayan 4 adet yazı yayınlamıştır. Mezun olduktan sonra Einstein birçok akademik işe başvurmuş ancak hep ret cevabı almıştır. Reddedilmesinin sebebi Einstein’ın hep dersini astığı Heinrich Weber’den tavsiye mektubu istemesidir. Bu açıkça karar verme işlemindeki bilgelik ve zekâ arasındaki farkı gösteriyor. Ancak bu boş zaman Einstein’ın, Latincede "harika bir yıl", "mucizevi yıl" ya da "inanılmaz yıl" anlamına gelen Annus Mirabilis (1905)’te Annals of Physics dergisinde yayınlanan makalelerini geliştirmesini sağlamış ve dört yazısı yayınlanmıştır:
  • Kuantum teorisini kullanarak fotoelektrik etkisini açıklayan “Işığın Üretimi ve Dönüştürülmesi Konusunda İstidlali Bakış Açısı” (sonunda kendisine Nobel ödülü kazandırmıştır).
  • “Isının moleküler kinetik teorisi tarafından istendiği gibi, durağan bir sıvı içinde asılı duran küçük parçacıkların hareketi üzerine” atomların varlığını kanıtlamıştır.
  • “Hareket Eden Gövdelerin Elektrodinamiği” özel görelilik teorisinin matematiksel kurulumu.
  • “Bir cismin eylemsizliği enerji içeriğine bağlı mıdır?” kütle-enerji denkliğinin nasıl görelilik kuramına yol açtığını açıklıyor E=mc².


Rehine durumuna aracılık etmiş

Einstein kendi zararına olsa bile barış uğrana çabalayan biriydi. 1914 o ve üç iş arkadaşı Almanya’da devletin 1. Dünya Savaşı’na katılması ve militarizmine karşı protesto bildirisi imzalamışlardır. Dördü "Uygar Dünya için Manifesto" olan Almanya’nın tarafsız Belçika’yı işgalini savunan ve 100’e yakın seçkin Alman aydınlarının imzaladığı belgeye cevap olarak bu protestoyu imzalamış. Birçok iş arkadaşı dehalarını savaş için kullansa da Einstein bunu reddetmiştir. Savaş Almanya’yı borçta, kötü durumda ve toplumsal ayaklanmaya yakın bırakmıştır. Kargaşanın ardından Berlin Üniversitesi’ndeki öğrenciler rektörü ve birkaç profesörü rehin almış ve kimse polisin bu durumu nasıl çözeceğini görmek istememiştir. Öğrencilerin ve profesörlerin saygı duyduğu Einstein ve Alman doğumlu kuantum mekaniği öncüsü Max Born kendilerini aracı olarak bulmuş ve durumu çözmüşlerdir. İleriki yıllarda Einstein ne kadar saf oldukları ve öğrencilerin onlara zarar verebileceğini düşünmedikleri konusunda dalga geçmiştir.

Nobel ödülünü Görelilik Kuramı için kazanmamıştır

Daha önce gerçekleşen birçok bilimsel devrim gibi Einstein’ın 1905’ teki görelilik kuramı da birden türememiştir. Zekâsı kendisinden önceki Henri Poincaré ve Hendrik Lorentz gibi fizikçilerin çalışmalarını Newton fiziği ve James Clerk Maxwell’in ışık teorisi arasında ki sürtüşmeyi kaldıran yeni, birleşik bir teori ile parlamıştır.

Einstein’ın genel görelilik kuramı 1916'da uzay-zaman kavramı üzerinden yer çekimi ve ivmeyi konu alarak yayınlanmıştır. Ne yazıkki temel tahminlerinden biri olan yer çekimi mercek etkisini kanıtlamak yıllar sürmüştür. 1919’da en sonunda astronomlar Güneş tutulması gözlemleri sırasında yıldızların bükülmesini doğrulamış ve bir gecede Einstein’ı ünlü yapmışlardır ama 1922’de Nobel komitesinin onu 1921 Nobel fizik dalında ödüllendirmesi için üç yıl daha geçmesi gerekmiştir. Einstein ödülü fotoelektrik etkisinin keşfi için almıştır. Fotoelektrik etkisi elektromanyetik radyasyon emen bir cisim üzerinden elektrik yüklü parçaların salınmasıdır. Einstein'ın bu alandaki önemli çalışmaları ışık dalga-parçacık ikilemine ilişkin şaşırtıcı sorulara yanıt bulmuştur. Bununla birlikte, Einstein'ın kabul konuşması kendisini on senedir uğraştıran bir problem olan ve önemi yıllar sonra anlaşılacak genel görelilik üzerine yoğunlaşmıştır.

Buzdolabının icat edilmesine yardımcı olmuş

Borularda gazlardan, boya ve duvar kâğıdında arseniğe kadar 1920’lerde evler birçok tehlike taşıyordu. Buzluktan elektrikli buzdolaplarına geçilmesi (kelimenin tam anlamıyla içi buz ile yalıtılmış bir ahşap kutu) ve metil klorür, amonyak veya kükürt dioksit gibi sızıntılar olmasına ve ev sahiplerinin zehirlenmesine yol açmıştır. 1926’da yaşanan benzer bir olay Einstein’ı Macar fizikçi Leo Szilard’a amonyak, bütan, su ve pompa için bir ısı kaynağı gerektiren emme buzdolabı denilen yeni bir icatta yardım etmeye yöneltmiştir. 1930’da patent alan ürünleri sıvıların düşük atmosferik basınçlara maruz kaldığında düşük sıcaklıkta kaynadığı prensibine dayanıyordu. Bütan rezervuarı üzerindeki borunun basıncı düşünce bütan kaynar ve çevresindeki maddelerden sıcaklığı çeker ve dolabın derecisini düşürür. Hareketli parçası olmadığı için cihaz gövdeye sahip olduğu sürece çalışacaktı. Einstein ve Szilard buzdolabı kloroflorokarbonun hayata girmesiyle daha güvenli, herkesin kullanabileceği ve daha etkili rakip ürünlere karşı kaybetmiştir.

İsrail’in Başkanlığı teklif edilmişti

Einstein kendisini fizikçi olarak tanımlasa da politik görüşleri bilimsel başarıları kadar ünlenmiştir. Ama birçok kişinin fark ettiğinden karışık görüşlere sahipti. Einstein Nazilere karşı savunma silahları haricinde ömrü boyunca pasifist olmuştur. Dahası Almanya’da ki Nazi bilim adamlarının nükleer reaksiyon ile bomba yapmaya çalıştığını öğrendiğinde ABD hükümetine Başkan Roosevelt döneminde kendisinin aynı alanındaki çalışmasını koordine etmeleri için mektup göndermiştir. Mektup Manhattan Projesi’nin oluşumuna katkıda bulunmuş olsa da Einstein buna davetli değildi. Hükümet onu NAACP gibi sosyal savunucu gruplar ve barışçıl davalarla alakası nedeniyle güvenlik riski olarak görmüştür. Sonuç olarak Einstein’ın E=mc² kuramı ilk atom bombasının geliştirilmesini sağlamıştır. Einstein ayrıca el yazılarını açık arttırmada satarak savaşa katkıda bulunmuş ve savaştan sonra nükleer silahlanmanın kontrolü ve hidrojen bombasının gelişimini engellemek üzere çalışmaya devam etmiştir. 1952 yılında, İsrail başbakanı David Ben-Gurion Einstein’a yeni kurulan İsrail devletinin başkanlığını teklif etti. Einstein yaşı ve senelerce odak noktası olan konuların onu politikaya uygun olmaktan uzaklaştırdığını söyleyerek nazikçe bu teklifi reddetmiştir.

Beyni ve Gözleri Çalındı

Einstein hayranların ya da meraklıların mezarını rahatsız etmesi potansiyelinden dolayı vücudunun yakılmasını istemiştir. Ama Patolog Dr. Thomas Harvey 18 Nisan 1955'te tarihinde Princeton morguna girdiğinde tüm istekleri yok sayılmıştır. Dünyanın en büyük dâhilerinden birinin beynini inceleme fırsatını görünce makam, izin veya tecrübesi olmayan hatta nörobilimci olarak deneyimi bile bulunmayan doktor 1,2 kg olan beynini çıkarmış. Bir de gözlerini çıkarıp Einstein’ın göz doktoru olan Henry Adams’a vermiş. Bugün parçalar New York’ta güvenli bir kasada bulunmakta. Trajikomik yol gezileri Harvey’in beynin parçalarını önce bodrum katında sonra şarap kutusunda ve bira soğutucusunun arkasında saklamasına yol açmıştır. Tıp lisansını kaybettikten sonra da bir muhabirin arabasının arka koltuğunda saklamıştır. Beyin üzerinde çalışarak neden bu kadar zeki olduğunu anlamak istese de çok taşınmaktan ve uzman olmadığından 43 yıldır bunu yapamamıştır. Sonuçta beynin çoğunu Princeton’a geri getirmiştir.
einstein
Einstein

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

Popüler Yayınlar