31 Temmuz 2014 Perşembe

formasyon nedir

#formasyon nedir?
formasyon: isim Fransızca formation - 1. Biçimlenme 2. Yetişim
pedagojik: sıfat Fransızca pédagogique - 1. Eğitim bilimsel 2. Eğitimsel (TDK)

Pedagojik formasyon, akademik tanımların, öğrenmeye açık bireylerin algılayabileceği dilde, farklı şekillerde anlatılabilmesi için alınan bir çeşit formasyon eğitimi. Üniversitelerin fen-edebiyat fakültelerindeki herhangi bir bölümden alınmış eğitimden sonra, o bölüm mezunlarının öğretmenlik yapabilmesi için tasarlanmıştır. Sınıf yönetimi, öğretmenlik mesleğine giriş gibi derslerden oluşmaktadır. (Wiki)




Lisans Öğrencileri için Pedagojik Formasyon Eğitimi Sertifika Programı uygulanmaktadır. YÖK ve ÖSYM'nin internet sitelerindeki duyuruları takip ederek hem okurken hem de mezun olduktan sonra formasyon eğitimi alarak öğretmenlik başvurusu yapmak için ilgili KPSS puanınızı kullanabilirsiniz. Mayıs 2014'de ilan edilen formasyon eğitimleri zaten başladığı için önümüzdeki dönemlerde açılacak olan eğitimlere başvurabilirsiniz.

Pedagojik Formasyon Eğitimi Hakkında Duyuru (17.04.2014)

(3 Haziran 2014) Pedagojik Formasyon Eğitimi Sertifika Programlarını Tercih Edebilecek Lisans Programları
http://dokuman.osym.gov.tr/pdfdokuman/2014/YPedagoji/TABLO2ALANLAR03062014yeni.pdf

4'lük Sistemdeki Notların 100'lük Sistemdeki Karşılıkları: 
http://dokuman.osym.gov.tr/pdfdokuman/2014/YPedagoji/DonusumTABLOSU28052014.pdf

drenaj nedir

#drenaj nedir?
isim Fransızca drainage



#Toprakta bitkilerin yetişmesine zararlı olan fazla suların akıtılması, akaçlama.
#Yarada biriken sıvıyı akaçla boşaltma.


TDK

Drenaj, herhangi bir yerdeki suyun doğal veya yapay yollarla uzaklaştırılmasına yönelik yapılan çalışmalardır. İnşaat, madencilik ve tarım sektöründe uygulamaları mevcuttur.

İnşaat, Peyzaj Mimarlığı, Madencilik ve Tarım sektörlerinde uygulanmaktadır.

Tarım: Toprağın üretkenliğini arttırmak amacıyla fazla suyun, kontrollü olarak arazi dışarısına atılması işlemidir.

Madencilik: Açık ve yeraltı maden ocaklarında üretimin sürekliliği, verimlilik, ekonomi ve emniyet gibi etkenlerden dolayı drenaj yapılır.

Peyzaj Mimarlığı: Geleceğin yaşam çevresini planlarken topoğrafya (TDK: Bir kara parçasının doğal engebe ve özelliklerini kâğıt üzerinde çizgilerle gösterme işi), yapısal ve bitkisel peyzaj, mikro, makro iklimlerin ve yeşil dokunun oluşumu sırasında su ile oluşabilecek etkileri, zararları en aza indirmede, kontrol sağlamada, verimli ve ekonomik alanların sürdürülebilirliğinin oluşturulmasında drenaj yapılması peyzaj mühendisliğinde önemli bir konudur.

İnşaat: Yol inşaatı çalışmalarında zeminde suyun bulunması birçok olumsuz sonucu beraberinde getirir. Kışın oluşabilecek don etkisi sonucunda zemin içine sıkışmış su, donduktan sonra hacim değiştirerek yol üst ve alt yapısına zarar verebilmektedir. Ayrıca kil gibi su ile karşılaştığında fiziksel değişim gösteren malzemelerin varlığı yol üst ve alt yapısına ciddi zararlar verir. Zemin taneleri arasına dolan su, boşluk suyu basıncının doğmasına da neden olabilir. Bu tip etkileri ortadan kaldırmak için inşası yapılacak araziden suyun uzaklaştırılması gerekmektedir.
Wiki

23 Temmuz 2014 Çarşamba

Edward Snowden - İnterneti Nasıl Geri Alabiliriz?

#Edward Snowden: Here's how we take back the Internet - Türkçe Alt Yazılı

(Edward Snowden - İnterneti Nasıl Geri Alabiliriz?)

Edward Snowden, gözetim ve internet özgürlüğü konusunda TED sahnesine robot ile bağlanarak konuk oluyor. Chris Anderson ve seyircilerle buluşuyor. Özel konuk Tim Berners-Lee de sonlara doğru bu görüşmeye katılıyor.



Orijinal Video: http://www.youtube.com/watch?v=yVwAodrjZMY
Yayınlanma tarihi: 18 Mart 2014
Site: ted.com
Alt yazı eklenerek tekrar yayınlanmıştır.

#Edward Snowden Kimdir?

Edward Joseph Snowden (d. 21 Haziran 1983) Amerikalı bilgisayar uzmanı, eski Merkezi İstihbarat Teşkilatı (CIA) ve eski Ulusal Güvenlik Dairesi (NSA) çalışanı. Gizli NSA belgelerini medyaya ifşa ederek NSA tarafından yürütülen küresel izleme aletlerinin işletme detaylarını, Beş Göz ortaklarını ve birçok ticari ve uluslararası ortağı ortaya çıkaran NSA sızıntılarını başlatmıştır. Snowden'in gizli belgeleri ifşa etmesi Pentagon evraklarını sızdıran Daniel Ellsberg tarafından ABD tarihindeki en önemli sızıntı olarak nitelendirilmiştir. 5 Haziran 2013'te başalyan bir süreç PRISM, XKeyscore ve Tempora gibi Internet izleme programlarının yanında ABD ve Avrupa'nın telefon metadatalarının alıkoyulmasını ortaya çıkardı. Raporlar, Snowden'in NSA çalışanı Booz Allen Hamilton için çalışırken The Guardian ve The Washington Post'a sızdırdığı belgelere dayanmaktadr. Kasım 2013'e kadar The Guardian belgelerin yüzde birini yayımladı.

Ödül: Sam Adams Award

Devamı: 
http://tr.wikipedia.org/wiki/Edward_Snowden

22 Temmuz 2014 Salı

Hikâye: Boş Not Kâğıtları


Boş Not Kâğıtları

Turgut, her sabah olduğu gibi erkenden uyandı. Kendi yattığı çekyattan kardeşi Tarık’ın yattığı çekyata doğru baktı. Tarık görünmüyordu. Hemen kalkıp battaniyenin altına baktı ve yastıktan başka bir şey olmadığını görünce telaşla bağırdı: “Tarık, neredesin?”

Sabahın beşinde nereye gitmiş olabilirdi? Annelerinin ölümünün üstünden yaklaşık üç yıl geçmişti. Bu süre içerisinde kardeşini her türlü tehlikeden uzak tutmuş ve onu hayata bağlamıştı. Şimdi ise onu göremediği için çok korkuyordu. Evin her yerine baktı fakat ne bir iz ne de bir ipucu vardı. Tarık henüz beş yaşındaydı ve büyük bir ihtimalle başı dertteydi.

Evin anahtarını, yattıkları odadaki sehpanın üstünde unutarak dışarıya çıktı. Kapıyı kapatmayı da unutmuştu. Evde değerli bir eşya bulunmadığı için bu pek de önemli değildi. Önemli olan kardeşinin nerede ve kimlerle olduğuydu. Evlerinin önündeki yokuştan aşağıya doğru var gücüyle koştu. Gözleriyle her yeri tarıyor ve sanki nereye gittiğini biliyormuş gibi amansızca ilerliyordu. Yaklaşık yarım saat koştuktan sonra durdu ve sakinleşmeye çalıştı. Bir durum değerlendirmesi yapması gerektiğini fark etti. Sakince düşünmesi gerekiyordu.

Kafasını toplamak için tekrar eve döndü. Kapıyı açmak için elini cebine attığında anahtarı almadığını fark etti. Kapı da büyük ihtimalle rüzgârın etkisiyle kendi kendine kapanmıştı. İşte tam bu sırada olduğu yere çöktü ve gözlerinden yaşlar süzülmeye başladı. Hayatın bütün ağır yüklerini sırtında taşıyordu fakat ilk defa kendini bu kadar çaresiz hissetmişti. Turgut ile kardeşi arasında altı yaş vardı. Anneleri öldüğünde Turgut sekiz, kardeşi de iki yaşındaydı. Babaları onları terk ettiğinde ise Tarık henüz doğmamıştı.

Zaman geçtikçe daha fazla telaşlanıyordu. Polise gitti ve durumu baştan sona anlattı. Polislerden biri onunla ilgilendi ve sıcak bir çay ikram etti. “Kardeşini bulmak için elimizden geleni yapacağız” dedi. Polis memuru Bülent’in bu tavrı onu biraz olsun rahatlattı. Karakolun komiseri de olayla bizzat ilgileniyordu. Çevredeki tüm hastanelere telefon edildi ve devriye gezen gruplara haber verildi.

Turgut, polis memuru Bülent ile birlikte eve döndü. Kapının açılması için çağrılan çilingir kapıyı açtı ve içeri girdiler. O gün Tarık’ın bulunması ile ilgili herhangi bir gelişme olmadı. Polislerin yanı sıra Turgut da kardeşini aramak için tüm gün dışarıdaydı. Yorgunluk ve açlıktan bayılmak üzereyken eve geri döndü. Evde ilk defa yalnız kalacaktı. On bir yıllık hayatında hiçbir gece yalnız kalmamıştı. İçinde bulunduğu durumu ve çaresizliğini paylaşacağı kimsesi de yoktu. Kardeşini aramaya devam etmek istiyordu fakat vücudunda bunu gerçekleştirecek derman kalmamıştı. İki gün önce yapmış olduğu makarnadan yemek için tencerenin kapağını açtı. Tencerenin içinde makarna yerine bir not kâğıdı vardı.

Not kâğıdında hiçbir şey yazmıyordu. Kâğıdı buruşturdu ve tezgâhın üstündeki çöp poşetinin içine attı. O esnada çöp poşetinin içine dökülmüş olan makarnaları gördü. Makarnanın tencere yerine çöpte olması da içinde bulunduğu bu tuhaf durumu iyice tuhaf kılıyordu. Henüz hiçbir haber gelmemesi ve herhangi bir ipucu bulamamış olmak da moralini sıfırlamıştı.

Sabahın ilk saatlerinde eve iki polis geldi. Turgut ile konuşmak istiyorlardı. Kapıyı çaldılar fakat içeriden herhangi bir ses gelmedi. Bir süre kapıda bekledikten sonra durumu merkeze bildirdiler. Turgut’un kardeşini aramak için dışarıya çıkmış olabileceğini düşünerek geri döndüler.

Turgut, hiç uyumadan ve bir kâbus gibi geçirdiği bu gecenin ardından günün ilk ışıklarıyla birlikte kendini dışarı atmıştı. Kardeşini bulmak için girilmedik delik bırakmamaya ve annesinin ona bıraktığı emanete sahip çıkmaya kararlıydı. Tüm çabalarına rağmen kardeşini bulamadı ve tekrar karakola gitmek için yola koyuldu. Yorgunluk, açlık ve üzüntü onun yürüdüğü kaldırımın üstüne yığılıp kalmasına sebep oldu.

Gözünü açtığında bir hastane odasındaydı. Onunla ilgilenen hemşire, Turgut’un kendine geldiğinden emin olduktan sonra kapıda bekleyen polislere haber verdi. Turgut taburcu edildi ve polislerle birlikte hastaneden ayrıldı. Önemli bir şeyi olmadığı konusunda polisleri ikna ettikten sonra, kardeşinin kayıp olmasının tekrar ana gündem haline gelmesini sağladı.

Bu durum karşısında polisler de şaşkındı. Beş yaşında kayıp bir çocuk, on bir yaşında çaresiz bir ağabey ve boş bir not kâğıdı dışında ellerinde hiçbir şey yoktu. Turgut, şimdiye kadar başlarına gelen her şeyi en baştan itibaren polislere anlattı. Babasının onları terk edişini, annesinin ölümünü, kardeşine nasıl baktığını, geçimlerini nasıl sağladığını ve tüm bunları yaparken de okuluna nasıl devam edebildiğini. Çocukların anneleri Sevinç Hanım için üzüldüler, babaları Hayrettin Bey’den ise nefret ettiler. Hepsinin aklına kendi aileleri geldi ve onlara karşı büyük bir özlem duydular. O akşam mesaileri bittiğinde evlerine gidip eşlerine, çocuklarına sıkıca sarılmayı ihmal etmeyeceklerdi.

Tarık’ı arama çalışmaları daha da hızlandırıldı ve çevredeki insanlardan da yardım istendi. Daha çok kişinin çabası sayesinde Tarık’ın bulunabileceği ümit ediliyordu. Turgut artık evde bekliyordu. Böyle olmasını polisler istemişti elbette. Evde de zaman geçmek bilmiyordu.

Polisler, olayın üstünden tam bir hafta geçmesine rağmen henüz bir sonuca varamamışlardı. Turgut da karakola uğramıyordu artık. Belli ki o da ümidini tamamen yitirmişti. Polisler Turgut’un durumunu kontrol etmek için eve gittiler. Evde kimse yoktu. Turgut’un da başına aynı şey gelmiş olabilirdi. Gün boyunca Turgut hakkında herhangi bir haber alamadılar. Yine çilingir yardımı alarak eve girdiler ve çekyatın üstünde bir not kâğıdı daha buldular. Bu not kâğıdı da Turgut’un onlara vermiş olduğu not kâğıdı gibi boştu. Aradaki tek fark, bu seferkinin tencerenin içinde değil de çekyatın üstünde olmasıydı. Çekyatın yanındaki sehpanın üstünde ise iki adet anahtar duruyordu. Hiçbir anlam veremedikleri bu durum karşısında çaresizce evden ayrıldılar.

Herkesin içindeki tek umut, tüm bu olaylar gerçekleşirken eve herhangi bir hasar verilmemiş ve kapının zorlanmamış olmasıydı. Sanki birisi eve anahtarla girmiş ve bir hafta arayla iki çocuğu da usulca alıp götürmüştü. Evde bulunan diğer anahtar da bunu doğruluyordu. Yoksa yaklaşık beş buçuk yıl önce ailesini terk edip giden Hayrettin Bey mi çocuklarını alıp götürmüştü?
nedenir.net - structure - 22 Temmuz ‎2014

18 Temmuz 2014 Cuma

Hz. Nuh Kimdir?

#Hz. Nuh Kimdir?

Kuran'da adı geçen peygamberlerden biridir.

tufan
Tufan Temsili
2014 yılında "Noah" (Nuh: Büyük Tufan) filminin yayınlanması birçok kişinin ilgisini çekti ve büyük merak uyandırdı. İnternet üzerinde Nuh'un gemisi filmi ya da hikâyesi şeklinde yapılan aramalar artış gösterdi.

İnsanlığın ikinci babası sayılmaktadır. İnanışa göre tufandan önce Allah’ın emriyle büyük bir gemi inşa etmiş ve bu gemiye Nuh'un Gemisi denmiştir.

Hz. Nuh, Hz. Adem’in oğlu Şit’in (Şis) neslinden Lamek’in oğlu olup, adı Kur’an’da kırk üç yerde geçen büyük bir Peygamberdir. 

Ayrıca Yüce Allah tarafından kendilerinden sağlam söz alınan beş büyük Peygamberden biri ve bunların ilkidir. (* Ahzab, 33/7; ** Ahkaf, 46/35) 950 yıl yaşamış ve kavmini Allah’ın dinine davet etmiştir (*** Ankebut 29/14).
* "Biz, peygamberlerden mîsaklarını almıştık. Senden de mîsak aldık. Nûh'tan, İbrahim'den, Mûsa'dan, Meryem oğlu İsa'dan, bunların hepsinden kuvvetli bir sözleşmeyle mîsak aldık;"
** "Artık, resullerin azim sahibi olanlarının sabrettiği gibi sabret! O inkârcılar için acele etme! Tehdit edildikleri azabı gördükleri gün, gündüzün sadece bir saati kadar yaşamış gibi olurlar. Bir duyurudur bu. Sapmışlar topluluğundan başka kim helâk edilir!"
*** "Yemin olsun, biz Nûh'u toplumuna göndedik de o onların arasında bin yıldan elli yıl eksik kaldı. Sonunda onları tufan yakaladı. Çünkü zalimlerdi onlar."
Meal: Yaşar Nuri Öztürk
Kur’an’da Nuh’tan önceki bazı Peygamberler de anılmakla birlikte onların inkârcılarla mücadelesi hakkında detaylı bilgi verilmemiştir. Nuh’un soyu, hayatı, Peygamberliği, inkarcı toplumuna karşı sergilediği mücadele ve Nuh tufanı hakkında Hud suresinde genişçe bilgi verilmiştir. (bkz. 11/25-49; ayrıca A’raf 7/59-64)

Hz. İdris’ten sonra âdemoğulları doğru yoldan ayrıldılar ve putlara tapmaya başladılar. Cenab-ı Hak onlara Nuh Peygamberi gönderdi. Hz. Nuh uzun yıllar kavmini Allah’ın birliğine davet etti. Oğulları Sam, Ham ve Yafes ile eşleri ve çok az kimse iman etti. Geri kalan büyük çoğunluk inanmadı. Hatta kendisinin Yam adındaki oğlu bile Hz. Nuh’a inanmadı. Hz. Nuh kavmine nasihat ettikçe, onlar da ona eza, cefa, tahkir ve alay ile karşılık verdiler.

Allah, Nuh’a gemi yapmasını emretti. Hz. Nuh gemiye bindi ve her türlü hayvandan birer çift aldı. Oğlu Yam’ı da gemiye davet etti. Fakat o, “Ben dağa çıkar kurtulurum.” diye gemiye binmedi. Hz. Nuh, "Bugün Allah’ın merhametinden başka sığınacak yer yoktur" diye nasihat ederken araya bir dalga girdi, Yam boğuldu.

Kur’an-ı Kerim’de Hz. Nuh ile ilgili bir sure ve başka surelerde Hz. Nuh’un adının geçtiği pek çok ayet vardır. Bunlardan bir kaçı burada zikredilebilir: “Andolsun, biz Nuh’u kendi kavmine Peygamber olarak gönderdik. O da dokuz yüz elli yıl onların arasında kaldı. Neticede onlar zulümlerini sürdürürlerken tufan kendilerini yakalayıverdi.” (Ankebut, 29/14) “Gemi, inkâr edilen kimseye (Nuh’a) bir mükafat olarak gözetimimiz altında yüzüyordu.” (Kamer, 54/14) “ (Ey Muhammed!) Nuh’u da hatırla. Hani o daha önce dua etmişti de biz onun duasını kabul ederek, kendisini ve ailesini o büyük sıkıntıdan (tufandan) kurtarmıştık.” (Enbiya, 21/76)

Rivayete göre Hz. Nuh tufandan sonra 350 yıl yaşamış ve Mekke’de vefat etmiştir (Ömer Faruk Harman, “Nuh”, İFAV Ans. , III, 499).

Bazı kısımlar diyanet.gov.tr adresinden alınmıştır.

7 Temmuz 2014 Pazartesi

ph nedir ph değerleri ne anlama gelir

#ph nedir? ph değerleri neyi ifade eder?

pH: Bir sıvının asit veya bazlık derecesi, sertlik derecesi.
Asit: Turnusolün mavi rengini kırmızıya çevirmek özelliğinde olan ve birleşimindeki hidrojenin yerine maden alarak tuz oluşturan hidrojenli birleşik, hamız. 
Baz: Bir asitle birleştiğinde bir tuz oluşturan madde. (TDK)

Gıdaların çoğu asit içerir. Limonda sitrik asit, sirkede ise asetik asit bulunur. Farklı asitler, limona, sirkeye, ekşi elmaya ve şerbete keskin tadını verir. Aküler, sülfürik asit; midedeki sindirim sıvıları, hidroklorik asit içerir. Asitler, suda eridiğinde hidrojen iyonları (H+) üreten madde çözeltileridir. Asit maddelerin çoğu, saf katılar, sıvılar ya da gazlar olarak bulunsa da, sadece suda eridiğinde asit gibi tepki verir.

Baz, suda iyonlaştıklarında ortama OH- (hidroksit) iyonu ve elektron çifti verebilen maddelere verilen isim. (tr.wikipedia.org)

pH bir çözeltinin asitlik veya bazlık derecesini tarif eden ölçü birimidir. 
Açılımı: "Power of Hydrogen" (Hidrojenin Gücü)



Asit ve bazlar her biri serbest hidrojen ve hidroksil iyonlarına sahiptirler. Belli koşullarda ve belli bir çözeltide hidrojen ve hidroksil iyonlarının ilişkileri sabit olduğu için, birini tespit etmek diğerini bilmek ile mümkündür. Bu anlamda, pH, tanımsal açıdan hidrojen iyonu aktivitesinin seçici bir ölçümü olsa da, hem alkalinlik hem de asitliğin bir ölçüsüdür. pH logaritmik bir fonksiyon olması açısından, pH değerindeki bir birimlik değişim hidrojen iyon derişimindeki on-katlık değişime karşılık gelir. (tr.wikipedia.org)

2 Temmuz 2014 Çarşamba

kabotaj ve kabotaj bayramı nedir

1 Temmuz - Denizcilik ve Kabotaj Bayramı (Kabotaj Kanunu - 1 Temmuz 1926)


#kabotaj ve kabotaj bayramı nedir?
Kabotaj: Bir ülkenin iskele veya limanları arasında gemi işletme işi. (Fransızca - cabotage)
Kabotaj Bayramı: Deniz ticaretini teşvik amacıyla 1 Temmuz'da kutlanan bayram.

#kabotaj hakkı nedir?
Türk kara sularında, Türkiye'deki akarsu ve göllerde gemi bulundurma, bunlarla gidiş geliş ve taşıma yapma hakkı.

#kabotaj bayramı ne zaman?
Deniz ticaretini teşvik amacıyla 1 Temmuz'da kutlanmaktadır.

#kabotaj gemisi nedir?
Kabotaj hattında çalışan gemidir.


TDK

#kabotaj bayramı niçin kutlanır, kabotaj kanunu nedir?

Kabotaj, bir devletin kendi limanlarına deniz ticareti konusunda tanıdığı ayrıcalıktır. Bu ayrıcalıktan yalnızca yurttaşlarının yararlanması, millî ekonomiye önemli bir katkı sağlayacağından, devletler yabancı bandıralı gemilere kabotaj yasağı koyma yoluna gitmişlerdir.

Osmanlı Devleti'nin kapitülâsyonlar çerçevesinde yabancı ülke gemilerine tanıdığı kabotaj ayrıcalığı Lozan Barış Antlaşması'yla 1923 yılında kaldırıldı. 20 Nisan 1926 tarihinde de kabul edildi. Kabotaj Kanunu 1 Temmuz 1926'da yürürlüğe girdi. Bu yasaya göre; akarsularda, göllerde, Marmara denizi ile boğazlarda, bütün kara sularında ve bunlar içinde kalan körfez, liman, koy ve benzeri yerlerde, makine, yelken ve kürekle hareket eden araçları bulundurma; bunlarla mal ve yolcu taşıma hakkı Türk yurttaşlarına verildi. Ayrıca; dalgıçlık, kılavuzluk, kaptanlık, çarkçılık, tayfalık ve benzeri mesleklerin Türk yurttaşlarınca yerine getirilebileceği belirtildi. Yabancı gemilerin yalnız Türk limanlarıyla yabancı ülkelerin limanları arasında insan ve yük taşıyabileceği kabul edildi.

tr.wikipedia.org

1 Temmuz 2014 Salı

sevgiliye ne denir

#sevgiliye ne denir

Bu başlık altında aşka ya da sevgiye dair bir takım kişisel görüşleri bulabilirsiniz. İlişkiler üzerine bir deneme de diyebiliriz.



Sevgi Üzerine
Sevgiliye nasıl hitap edilir? Özel günlerde ne denir? Birine açılmak için ne denir? Sevgili için nasıl şiir yazılır?

Bu ve bunun gibi birçok soru sevgilisi veya sevgili adayı olanların kafasını kurcalamaktadır. İnsan sevdiği zaman çok fazla mantık aramadan içinden gelenleri yapabilmeli ve karşısındaki insanın gözlerinin içine baka baka içindekileri bir bir söyleyebilmelidir.

Kişi, hissetmediği hiçbir şeyi sanki hissediyormuş gibi davranarak aktarmadığı sürece karşısındaki insana değer verdiğini göstermiş olur. Olumlu veya olumsuz sonuçlara açık olarak dürüst ve düzgün bir iletişim yolu izlenmesi gerekir.

Herkesin sevgilisine hitap şekli farklı olabilir. Farklı olması ya da özgün olması daha iyidir diyebiliriz. İki sevgili kendi arasındaki iletişim sonucunda ortak hitap şekilleri oluştururlarsa daha mutlu olabilirler.

Sıradan hitap şekilleri: Aşkım, bir tanem, bebeğim, tatlım, hayatım, sultanım, meleğim, baş belam, yarim, kalbimin tek sahibi, canım, canımın içi, güzelim, sevdiğim, sevgilim, eriğim, feriğim, fermanım :), arım, balım, peteğim şokellam :D vb.

Kimi insan duygularını sözle ifade etmekte zorlanır ya da sözlü anlatımı tercih etmez. En silik kalemin bile sözden kalıcı olduğunu düşünürsek sevgilisine kendini yazarak ifade etmek istemesi de oldukça doğaldır. Burada karşımıza düz yazı veya şiir seçenekleri çıkmaktadır. Hangisinin kullanıldığı çok da önemli değildir. Kendinizi en iyi hangisiyle ifade edecekseniz onu tercih edebilirsiniz. Bazen şiir bazen düz yazı ile duygularınızı ifade edebileceğiniz gibi aynı metin içerisinde ikisinden de faydalanabilirsiniz. İster şiir olsun ister düz yazı serbest yazım tarzı ile içinizden gelenleri aktarabilirsiniz. Zamanla daha iyi yazılar veya şiirler ortaya çıkarabilirsiniz. Yazdıklarınız olumlu tepki almadığında ise yalnızca yazın ve bunları saklayın. Toplu olarak sevgilinize bunları vererek güzel bir hediyeye dönüştürebilirsiniz.

Ayrılmak isteyen sevgiliye ne denir?
Karşı taraf kararını vermiş ve bunu size dürüstçe açıklamışsa soğuk kanlı davranarak konuşmakta yarar vardır. Durum değerlendirmesi yapmak için karşılıklı olarak konuştuktan sonra ilişkinin bir şansının daha olup olmadığına karar verilebilir. İlişki bir şansı daha hak ediyorsa her iki taraf da biraz kafasını dinlemek için bir süre görüşmeyip daha sonra nihai bir karara varabilirler. İlişki taraflardan biri için bile olsa tamamen bitmiş ise zorlamak yerine özgürlüğe doğru bir adım atmak daha mantıklı olacaktır. Sonuç itibariyle dünyanın sonu olmayacaktır ve kimse sizi zorla sevmek zorunda değil. Sevilmeye çalışmak yerine, birisinin sizi sevmesine izin vermelisiniz.

Ayrılmak istenilen sevgiliye ne denir?
Ayrılık kararınızı, karşı tarafı insan yerine koymayı unutmadan, kötü bir izlenim bırakmadan ve en önemlisi kötü hatırlanacak davranışlardan uzak durarak açıklamaya özen gösteriniz. İlişkiniz hakkında kesin bir karara vardıysanız ya da duygularınızdan eminseniz daha fazla sıkıntı yaşamamak ve yaşatmamak için karşınızdakine durumu açıklamanız gerekmektedir. Bunu açıklamayıp da içinizde tuttuğunuz sürece mutlu bir ilişkiniz olmayacaktır. İlişki içinde bir taraf bile mutsuzsa o ilişkinin mutlu olarak devam etmesi mümkün olmayacaktır. Hem karşı tarafın hem de kendinizin zamanını boşa harcamamak için elinizden gelen tüm çabayı gösterdikten sonra kararlı bir adım atarak birlikte başladığınız bu ilişkiyi birlikte bitirmelisiniz. Taraflar için bu yolun sonu belki de yeni bir yolun başlangıcı olacaktır.


-ST-
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

Popüler Yayınlar